İş Güvenliği uzmanlığı, bir ülkenin iş hayatındaki güvenliği ve sürdürülebilirliği için hayati önem taşıyan bir meslektir. Ancak, C, B ve A sınıfları arasındaki ilerleyişi zorunlu kılan mevcut eğitim sistemi ve kurs mekanizması, son yıllarda mesleki gelişimin önündeki en büyük engellerden biri haline gelmiş, ne yazık ki bir “rant kapısına” dönüşmüştür. İş Güvenliği Destek Masası olarak, bu kangrene dönüşen sistemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından acilen mercek altına alınmasını ve köklü bir değişikliğe gidilmesini talep ediyoruz.
Tekelleşme ve Fahiş Fiyatlandırma Kıskacında Meslektaşlarımız
Sınıf yükseltme sürecinde zorunlu tutulan eğitim kursları, son dönemde etik ve ticari sınırları aşan uygulamalara sahne olmaktadır. Sektördeki bazı eğitim kurumlarının ittifaklar kurarak fiyatları kendi aralarında fahiş seviyelere yükselttiği ve bu alanda adeta bir tekelleşmeye gittiği açıkça görülmektedir. İş güvenliği uzmanı meslektaşlarımız, mesleki kariyerlerini ilerletmek adına karşılarına çıkan bu yüksek, kazanımsız maliyetler yüzünden mağdur edilmektedir. Zorunlu bir gereklilik olan eğitim, nitelikli uzman yetiştirme amacından saparak sadece ticari bir araca dönmüştür.
Usulsüzlük ve Eğitimin Niteliksizleşmesi
Sorunun mali boyutu kadar, etik boyutu da endişe vericidir. Birçok eğitim kurumu, bu sistemi tamamen ticarileştirmiştir. Eğitimlere zorunlu katılım şartı bulunmaksızın eğitimlerin ve stajların yapılmış gibi gösterildiği yönündeki ciddi iddialar, sistemin ne kadar yozlaştığını gözler önüne sermektedir. Kursiyerlerin fiziksel olarak farklı illerde bulunmasına rağmen sorunsuz bir şekilde kursu almış gibi gösterilebilmesi, denetim boşluğunun ve eğitimin ciddiyetinin kaybedildiğinin en net kanıtıdır. Bu durum, sadece kursiyerlerin kariyerini değil, tüm mesleğin saygınlığını ve en önemlisi ülke iş sağlığı ve güvenliği kalitesini tehlikeye atmaktadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na Çağrı: Ranta Dur Deyin!
Mesleki yeterliliğin, kurs salonlarında geçirilen sürelerle değil, saha deneyimi, bilgi birikimi ve sınav başarısı ile ölçülmesi bir zorunluluktur. Mevcut sistemdeki çarpıklıklar göz önüne alındığında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ilgili müdürlüğünün bu tekelleşme ve ranta karşı derhal harekete geçmesi gerekmektedir.
Önerdiğimiz Çözüm Yolları:
1-Eğitim Mekanizmasının Bakanlığa Devri: Tekelleşmeyi kırmak ve eğitimin niteliğini standardize etmek adına, sınıf geçişleri için zorunlu eğitimlerin yetkisi özel kurumlardan alınarak doğrudan Bakanlık tarafından, uygun ve şeffaf bir ücretlendirme politikasıyla verilmelidir.
2-Kurs Zorunluluğunun Kaldırılması: Bakanlık’ın eğitim vermekte yetersiz kalması durumunda ise, eğitim kursu zorunluluğu tamamen kaldırılarak yerine isteğe bağlı katılım getirilmelidir. Sınıf yükseltme hakkı, sadece mevzuatta belirtilen asgari deneyim süresi ve ÖSYM sınavındaki başarıya bağlanmalıdır. Bir uzmanın, bilgi ve deneyimiyle kazandığı hakkı, fahiş fiyatlı bir kursla satın almak zorunda bırakılması, mesleki gelişime vurulan büyük bir darbedir.
İş Güvenliği Uzmanı Destek Masası olarak, meslektaşlarımızın üzerindeki bu kazanımsız maliyete ve etik olmayan uygulamalara karşı gerekli bildirim süreçlerini başlatma planlaması içinde olduğumuzu, tüm paydaşlara ve kamuoyuna duyururuz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, bu zorunluluğu kaldırarak hem meslektaşlarımıza hem de Türkiye’nin İş Güvenliği Kültürüne büyük bir erdem ve hizmet sunacağına inanıyoruz.
Kamuoyuna Saygılarımızla Duyurulur.