İçeriğe geç

🔹 İGUDM Mesleki Duruş Bildirgesi’ni destekleyin; güvenli çalışma hayatı için etik ve ilkeli duruşa şimdi birlikte sahip çıkalım.


“Güvenliği sağlıyoruz, güvenceyi hak ediyoruz.”

İGUDM-MDP

Mevcut Durum ve Sorunlar

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ilgili yönetmelikler İGU’ların görev ve sorumluluklarını açıkça tanımlamış olsa da, TCK’da bu tanımlamalara atıfta bulunan özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durum, yargılamalarda farklı yorum ve uygulamalara yol açabilmektedir.

İGU’ların birincil görevi işverene rehberlik etmek, risk değerlendirmesine katılmak ve önleyici tedbirler önermektir. Nihai uygulama ve karar verme yetkisi işverene aittir. TCK’daki genel hükümlerle yapılan yargılamalar, İGU’ların bu görev ve sorumluluk çerçevesini göz ardı etme riski taşımaktadır.

İGUDM-MDP

İş Güvenliği Uzmanlarının Yargılanma Süreçlerinde Hukuki Netlik Önerisi

TCK’ya aşağıdaki gibi bir düzenleme eklenmesi önerilmektedir:

“Olası ihmal durumlarında iş güvenliği uzmanlarının yargılama usulleri 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yapılması esastır.”

Bu düzenleme, İGU’ların yargılama süreçlerini daha şeffaf ve öngörülebilir hale getirecektir. Böylece hem uzmanlar kendilerini daha güvende hissedecek hem de yargı makamları için daha net bir yol haritası sunulacaktır. Bu sayede, İGU’ların mesleki sorumlulukları ile yargılamadaki durumları arasında hukuki netlik ve güvenlik sağlanacaktır.

30 Nisan 2015 tarihli ve 29342 sayılı Resmî Gazete ile İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nin 11. Maddesinin 3. Fıkrası’nda yapılan değişiklik, iş güvenliği uzmanlarını (İGU) ağır ve haksız bir sorumluluk altına sokmuştur. Söz konusu değişikliğin getirdiği yükümlülükleri, yarattığı sorunları giderilmesi için bu değişikliğin iptali sağlanmalıdır.

İGUDM-MDP

Değişikliğin Kapsamı ve Getirdiği Yükümlülük

Değişiklik, iş güvenliği uzmanına, işverene yazılı olarak bildirilen hayati tehlike arz eden durumların (acil durdurma gerektiren haller, yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı vb.) işveren tarafından makul sürede yerine getirilmemesi halinde, durumu ilgili çalışma ve iş kurumu il müdürlüğüne yazılı olarak bildirme yükümlülüğü getirmiştir.

Bu düzenleme, ilk bakışta iş güvenliğini artırıcı görünse de, İGU’nun sadece danışmanlık ve denetleme rolüne sahip olduğu, fiili uygulama yetkisinin ise işverende olduğu gerçeğini göz ardı etmektedir. Madde, işverenin eylemsizliğinden kaynaklanan hayati tehlikelerin bildirilmemesi durumunda tüm sorumluluğu uzmana yüklemektedir.

İGUDM-MDP

Maddenin Yarattığı Temel Sorunlar

Haksız Sorumluluk Yüklemesi: İGU’nun işveren kararları üzerinde icra yetkisi olmamasına rağmen, önlemlerin alınmamasından sorumlu tutulması adaletsizdir. İşverenin finansal veya yönetimsel kısıtlamaları nedeniyle alınamayan önlemlerin faturasının uzmana kesilmesi kabul edilemez.

İş Güvenliği Uzmanının Rolünün Çarpıtılması: Madde, İGU’yu bir “ihbarcı” konumuna itmekte ve işverenle kurulması gereken güven ilişkisini zedelemektedir. Oysa İGU’nun temel amacı, işverenle işbirliği yaparak riskleri minimize etmektir. Bu durum, sağlıklı iletişimi olumsuz etkileyerek iş güvenliği süreçlerini sekteye uğratabilir.

Amacından Sapma: Düzenleme, iş güvenliğini artırmak yerine, uzmanları potansiyel bir suçlu konumuna getirerek mesleki pratiklerini kısıtlamaktadır. Bu durum, İGU’ların asli görevlerine odaklanmasını engelleyebilir ve iş güvenliği bilincinin zayıflamasına yol açabilir.

İGUDM-MDP

İSG Uzmanları İçin Adil Yasal Düzenleme Çağrısı

İş güvenliği uzmanlarının görev ve sorumlulukları, iş sağlığı ve güvenliğinin geliştirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, Yönetmeliğin 11. Maddesinin 3. Fıkrası, İGU’ların fiili yetki ve sorumlulukları ile örtüşmeyen, haksız ve orantısız bir yükümlülük getirmektedir. Bu madde, uzmanların etkin çalışmalarını engellemekte ve mağduriyetlere yol açmaktadır.

Dolayısıyla, iş sağlığı ve güvenliği alanında sürdürülebilir bir gelişme sağlamak adına, söz konusu maddenin kaldırılması veya İGU’ların yetki ve sorumluluklarıyla daha uyumlu hale getirilmesi elzemdir. Adil ve destekleyici yasal düzenlemeler, iş güvenliği uzmanlarının motivasyonunu artıracak ve ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği standartlarının yükselmesine katkı sağlayacaktır.

İş güvenliği uzmanı sayısındaki kontrolsüz artış, bir mesleğin itibarını tehlikeye atmaktadır. Bu durum, niteliksiz uzmanların piyasaya sürülmesine yol açmış, hizmet kalitesini düşürmüş ve iş güvenliğini bir “ek gelir kapısı” algısına indirgemiştir. Bu yaklaşım, insan hayatını koruma misyonunu göz ardı etmekte, ciddi bir güven ve itibar kaybına neden olmaktadır. Odak noktası, sadece sayısal artış değil, liyakat, bilgi birikimi ve etik duruş olmalıdır.

İGUDM-MDP

İSGGM Düzenlemeleri ve İş Güvenliği Uzmanlığının İtibar Kaybı: Nicelik mi, Nitelik mi?

Bu mesleğin itibarı, özellikle İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (İSGGM) tarafından yapılan düzenlemelerle sarsıldı. Sınav şartının kaldırılması ve belirli kişilere doğrudan geçiş hakkı tanınması gibi uygulamalar, uzman sayısını artırsa da, maalesef uzmanlığın kalitesini düşürdü.

Bu politikaların sonucu olarak, yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmayan, hatta bu alana sadece bir ek gelir kapısı olarak bakan kişiler sektöre kolayca dahil oldu. Bu durum, hizmet kalitesinin düşmesine, risk değerlendirmelerinin yüzeysel kalmasına ve mesleğin temel misyonu olan insan hayatını koruma amacının göz ardı edilmesine yol açtı. Ayrıca, belge kiralama gibi etik dışı uygulamaların yaygınlaşması, sektördeki güveni temelden sarstı.

İGUDM-MDP

Adil ve Liyakatli Sınav Sisteminin Kurulması

Mevcut durumda uygulanan kolaylaştırıcı düzenlemelerden vazgeçilerek, gerçek bilgi ve yeteneği ölçen bir sınav sistemine geçilmelidir. Bu sınav, sadece mevzuat ezberine dayalı olmamalıdır. Bunun yerine, risk analizi, acil durum planlaması ve saha uygulamalarına yönelik vaka tabanlı senaryolar içermelidir.

İGUDM-MDP

Belge Kiralama ve Etik Dışı Uygulamalara Karşı Sıfır Tolerans

İş güvenliği uzmanlığının en büyük sorunlarından biri olan belge kiralama, mesleğin özünü zedeleyen bir uygulamadır.

Ağır Yaptırımlar: Belge kiralaması yaptığı tespit edilen uzmanlar, derhal meslekten men edilmeli ve belgeleri iptal edilmelidir. Bu kişilerin bir daha bu mesleği icra edememesi için kalıcı bir sicil kaydı oluşturulmalıdır. İşverenler ve şirketler de bu tür uygulamalara aracılık ettikleri takdirde idari ve hukuki yaptırımlarla karşılaşmalıdır.

Etkin Denetim ve Tespit Mekanizmaları: İSGGM ve ilgili kurumlar, uzmanların çalıştıkları iş yerlerini düzenli ve habersiz denetimlerle kontrol etmelidir.

İş sağlığı ve güvenliği (İSG) alanında sıkça rastlanan bir yanılgı, iş güvenliği uzmanlarının (İSG uzmanı) işverenin tüm sorumluluklarını üstlenmesi beklentisidir. Oysa bu, hem yasalara aykırı hem de İSG kültürünün yanlış anlaşılmasına neden olan bir durumdur.

İş güvenliği uzmanı, işverenin vekili veya temsilcisi değil, bir danışman ve rehberdir.

İGUDM-MDP

İşverenin Kendi Sorumluluğunu Uzmana Yüklemesi Neden Yanlış?

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işvereni, çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlama konusunda birincil derecede sorumlu tutar. İşveren, risk değerlendirmesi yapmak, tehlikeli durumları ortadan kaldırmak, gerekli önlemleri almak ve çalışanları bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu sorumluluklar, başkasına devredilemez.

İşverenin, “Ben İSG uzmanı tuttum, artık her şeyden o sorumlu” gibi bir yaklaşım sergilemesi, hem hukuki olarak hatalı hem de iş güvenliği kültürünü zedeler. Bu durum, işvereni sorumluluktan kaçmaya teşvik eder ve uzmanı, yetki sahibi olmadığı konularda riskli pozisyonlara sokar.

İSG uzmanının rolü, işvereni denetlemek ve ona doğru yolu göstermektir. İşveren, uzmanın raporlarını dikkate alarak gerekli tedbirleri almak zorundadır. Aksi takdirde, olası bir kaza durumunda tüm hukuki ve cezai sorumluluk kendisine aittir.

İGUDM-MDP

Rollerin Netleştirilmesi ve Bilinçli Yaklaşım

İş sağlığı ve güvenliği (İSG) süreçlerinin etkin ve yasalara uygun bir şekilde yürütülmesi, öncelikle işverenin sorumluluğundadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işvereni çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlama konusunda birincil derecede yükümlü kılmaktadır. Bu yükümlülükler, iş güvenliği uzmanı veya diğer destek hizmetleri ile ortadan kalkmaz, yalnızca bu süreçlerde profesyonel rehberlik ve danışmanlık alınır.

İş güvenliği uzmanlarının ağır görev ve sorumlulukları, mevcut ücret politikalarıyla dengesizlik içindedir. Hukuki ve cezai riskler taşıyan bu meslek, ne yazık ki nicelik odaklı yaklaşımlar nedeniyle değersizleşmektedir.

İGUDM-MDP

Görev ve Ücret Dengesizliği: Nitelikli Uzmanlığa Yönelik Riskler

İş güvenliği uzmanlarının ağır görev ve sorumlulukları, mevcut ücret politikalarıyla ciddi bir dengesizlik içindedir. Bu durum, hukuki ve cezai riskler taşıyan mesleğin itibarını zedelemekte ve sistemin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Piyasadaki “nicelik odaklı yaklaşım” ve buna bağlı fiyat rekabeti, deneyimli uzmanların dahi emeklerinin karşılığını alamamasına neden olmaktadır.

İGUDM-MDP

Çözüm Önerileri

İş güvenliği uzmanlığındaki ücret ve sorumluluk dengesizliğinin getirdiği riskleri gidermek için somut adımlar atılmalıdır:

  • Asgari Ücret Tarifesi: Uzmanların uzmanlık seviyelerine (C, B, A) göre yasal bir asgari ücret tarifesi belirlenerek haksız rekabet önlenmelidir.
  • Denetim ve Yaptırımlar: Belirlenen tarifenin altında hizmet verenler ve bu duruma yol açan işverenler, İSGGM tarafından denetlenmeli ve cezai yaptırımlara tabi tutulmalıdır.
  • Etik Disiplin: Mesleki etik dışı davranışlara karşı etkili bir disiplin mekanizması kurulmalı ve bu tür uygulamalara sıfır tolerans gösterilmelidir.

Bu önlemler, mesleki saygınlığın yeniden tesis edilmesini ve çalışan güvenliğinin en üst düzeyde korunmasını sağlayacaktır.

İş güvenliği uzmanlarının görevlerini etkili bir şekilde yerine getirmesi, yasal düzenlemelerle belirlenen asgari süreler ve firma atama sayısındaki sınırlamalar arasındaki makasın daraltılmasına bağlıdır. Mevcut sistem, uzmanları aşırı sorumluluk altında bırakarak nitelikli hizmet sunmalarını engellemektedir.

İGUDM-MDP

Makasın Genişliği: Yetersiz Süre, Aşırı Sorumluluk

Mevcut düzenlemede, tehlike sınıflarına göre belirlenen dakika bazlı süreler, iş güvenliği uzmanlarının işyerlerinde geçirmesi gereken minimum zamanı belirler. Ancak bu süreler, çoğu zaman bir işyerinin tüm risklerini analiz etmek, çalışanlara eğitim vermek, acil durum planlarını hazırlamak ve denetimleri gerçekleştirmek için son derece yetersizdir. Örneğin, az tehlikeli bir işyerinde çalışan başına ayrılan 10 dakika, sadece formalite icabı bir evrak doldurmaktan öteye gidememektedir. Bir uzmanın, onlarca farklı firmada, farklı sektörlerde, birbirinden bağımsız riskleri olan işyerlerinde bu kısıtlı sürelerle sağlıklı bir hizmet sunması beklenemez. Bu durum, nitelikli bir risk değerlendirmesi yapmayı, saha denetimlerini layıkıyla gerçekleştirmeyi ve en önemlisi, çalışanlarla gerçek bir iletişim kurmayı neredeyse imkansız hale getirmektedir.

İGUDM-MDP

Firma Atama Sayısındaki Absürtlük: Bir Uzman, Onlarca İşyeri

Yönetmelikler, bir iş güvenliği uzmanının aynı anda görev alabileceği işyeri sayısına üst limit koymamaktadır. Bu durum, özellikle piyasa koşullarında hizmet veren uzmanları, maliyet baskısı altında aşırı sayıda firmaya atanmaya zorlamaktadır. Bir uzmanın onlarca, hatta yüzlerce firmaya atanabildiği bir sistem, etkin bir iş güvenliği hizmeti sunmaktan çok, sadece yasal zorunlulukları kağıt üzerinde yerine getirme amacına hizmet etmektedir. Sabah bir mobilya atölyesindeki riskleri değerlendirirken, öğleden sonra bir tekstil fabrikasında eğitim vermeye çalışan uzman, ne birine ne de diğerine tam olarak odaklanabilir. Her bir işyerinin kendine özgü dinamikleri ve riskleri olduğu göz önüne alındığında, bu modelin sürdürülebilir olmadığı ve iş güvenliğinin temelini oluşturan proaktif yaklaşımı yok ettiği ortadadır.

İGUDM-MDP

Mevzuat ve Yönetmelik Düzenlemelerinde İyileştirme

Firma Sayısı Kısıtlaması: Bir İş Güvenliği Uzmanının aynı anda hizmet verebileceği maksimum firma sayısına, işyerlerinin tehlike sınıfları ve çalışan sayıları dikkate alınarak makul ve bilimsel verilere dayanan bir üst limit getirilmelidir. Bu kısıtlama, uzmanların her bir işyerine yeterli ve nitelikli zaman ayırabilmesini, hizmet kalitesini artırmasını ve her bir işyerinin dinamiklerini derinlemesine anlamasını mümkün kılacaktır.

Sürelerin Yeniden Belirlenmesi: İşyerlerinin tehlike sınıflandırmasına göre ayrılan asgari süreler, sadece çalışan sayısına değil; işyerinin büyüklüğü, üretim süreçlerinin karmaşıklığı, kullanılan teknoloji, tehlikeli madde kullanımı ve özel riskler gibi faktörleri de içerecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Bu çok değişkenli yaklaşım, her işyerinin özgün risk profiline uygun, gerçekçi bir hizmet süresinin belirlenmesini sağlayacaktır.

İSG eğitimlerinin bir meta, hatta bir ticari ürün gibi sunulması, mesleğin hayati ciddiyetini ve kamusal önemini göz ardı etmektedir. “Kolay yoldan uzman olma” ya da “kısa sürede sertifika sahibi olma” gibi yanıltıcı pazarlama stratejileri, İSG uzmanlığına olan saygınlığı zedelemekte ve mesleği değersizleştirmektedir.

İGUDM-MDP

Niteliksiz “Uzman” Türevleri

Pazarlama odaklı eğitim modellerinin yaygınlaşması, İSG sektöründe yeterli pratik deneyimden yoksun, ancak kağıt üzerinde birçok sertifikaya sahip “uzmanların” türemesine zemin hazırlamaktadır. Bu durum, formel bilginin yüzeysel bir temsili olmaktan öteye geçemeyen bir yanılsama yaratmaktadır

İGUDM-MDP

Nitelik, İtibar ve Etik Değerlerin Korunması Zorunluluğu

İş sağlığı ve güvenliği uzmanlığının niteliğini ve itibarını korumak, sadece meslek erbabının değil, ilgili tüm paydaşların ortak sorumluluğundadır. Bu ticarileşme eğiliminin önüne geçilerek, İSG eğitimlerinin kalitesi ve mesleki yeterlilik standartları yeniden gözden geçirilmeli, saha deneyimi ve etik değerler öncelikli hale getirilmelidir. Aksi takdirde, İSG uzmanlığı, sadece bir unvan olmaktan öteye gidemeyen, mesleki erozyona uğramış bir alan haline dönüşme riski taşımaktadır.

İSG sendikası, kişisel çıkarların ve isimlerin ön planda tutulduğu, eleştirel seslerin susturulduğu bir yapıya bürünmesi, onların gerçek temsil yeteneğini kaybetmesine yol açmaktadır. İSG alanında, şeffaf, demokratik, kişisel çıkarların değil, tüm meslektaşların haklarını savunan, eleştiriye açık ve ortak fayda odaklı yeni bir sendikal vizyonun acilen benimsenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, sendika sadece birer formalite olarak kalacaktır.

İGUDM-MDP

Kapsayıcılık İddiasının Boşluğu

Sendikaların temel amacı, tüm üyelerini eşit derecede temsil etmek ve onların haklarını korumaktır. Ancak İSG alanındaki mevcut sendikal yapılarda, bu kapsayıcılık ilkesinin erozyona uğradığı gözlemlenmektedir. Belirli “isimlerin” veya yönetim kadrolarındaki kişilerin etkisiyle, sendika politikaları genel üye tabanının ihtiyaçlarından sapabilmektedir. Bu durum, sendika aidiyetini sorgulatmakta ve meslektaşlar arasında güvensizliğe yol açmaktadır. Sadece “kağıt üzerinde” herkesi kapsadığını iddia etmek, fiiliyatta dışlayıcı ve ayrıcalıklı bir yapı sergilemek, sendikal misyonun yozlaşmasıdır.

İGUDM-MDP

İSG Sendikasının Atması Gereken Somut Adımlar

Temsilde Eşitlik ve Şeffaflık: Sendika yönetiminin, belirli “isimler” veya gruplar yerine tüm üyeleri eşit derecede temsil ettiği bir yapı oluşturulmalıdır. Karar alma süreçleri, mali raporlar ve faaliyetler tüm üyelere açık ve şeffaf bir şekilde sunulmalıdır. Bu, üyelerin sendikaya olan güvenini artıracak ve aidiyet duygusunu pekiştirecektir.

Demokratik ve Katılımcı Yönetim: Yönetim kurulu seçimleri, liyakate dayalı ve demokratik süreçlerle gerçekleştirilmelidir. Üyelerin, sendika politikalarına doğrudan etki edebilecekleri geri bildirim mekanizmaları (anketler, çevrimiçi platformlar, düzenli toplantılar) kurulmalıdır. Sendika, meslektaşların ortak sesini duyurma misyonunu benimsemelidir.

Mesleki İtibarı Koruma ve Geliştirme: Sendikalar, İSG uzmanlığının “evrak işi” veya “ticari bir ürün” olarak algılanmasına karşı aktif bir mücadele yürütmelidir. Kaliteli eğitimlerin desteklenmesi, mesleki etik kuralların yaygınlaştırılması ve kamuoyunda İSG’nin önemi hakkında farkındalık yaratacak kampanyalar düzenlenmelidir.

Yasal Düzenlemelere Yönelik Lobi Faaliyetleri: Sendikalar, yetersiz görev süreleri ve aşırı firma atama sayısındaki belirsizlikler gibi mevzuat eksikliklerini gidermek için aktif lobi faaliyetleri yürütmelidir. Uzmanların hak ve menfaatlerini koruyacak, mesleki standartları yükseltecek yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi için ilgili kurumlarla sürekli iletişimde olmalıdır.

Hukuki ve Mesleki Destek: Sendikalar, üyelerine hukuki danışmanlık ve mesleki destek sağlamalıdır. İşverenle yaşanan yetki ve sorumluluk çatışmalarında, uzmanların haklarını koruyacak bir mekanizma oluşturulmalıdır. Bu, uzmanların mesleklerini güvenle icra etmelerine olanak tanıyacaktır.

Bilgilerine,

İş güvenliği uzmanlarının mesleki yeterliliklerini sürdürme hedefiyle uygulanan sertifika yükseltme zorunluluğu, amacından saparak acı bir ticarileşmeye dönüşmüştür.

İGUDM-MDP

Fahiş Fiyatlı, Tekelci Eğitim Tekelleri

Bugün, birçok eğitim kurumu, adeta bir tekelci anlaşma içinde, İSG uzmanlarına sabitlenmiş ve fahiş fiyatlarla eğitimler sunmaktadır. Bu durum, bilgi ve mesleki gelişimi desteklemesi gereken eğitimleri, basit birer “pazar malına” dönüştürmüştür. İş güvenliği uzmanları, sertifika seviyelerini yükseltme zorunluluğu nedeniyle, bu eğitimlere mecbur bırakılmaktadır. Bu mecburiyet, uzmanları, sunulan hizmetin niteliğini sorgulamadan ve başka bir seçeneği olmaksızın, bu yüksek maliyetli hizmeti satın almak zorunda bırakmaktadır. Bu durum, piyasa rekabetini ortadan kaldırmakta ve uzmanların üzerinde haksız bir ekonomik yük oluşturmaktadır.

İGUDM-MDP

Göstermelik Eğitimler ve Sahte Yeterlilik

Eğitim kurumları, mevzuattaki boşlukları veya denetim yetersizliklerini kullanarak, katılımcıların fiziksel olarak derste bulunmalarına bile gerek kalmadan, hatta farklı şehirlerde olsalar dahi, “eğitim almış” gibi gösterilmelerini sağlamaktadır. Sisteme sadece bir kağıt parçası eklenerek, kişi hiçbir yeni bilgi edinmeden, hiçbir mesleki tartışmaya katılmadan, gerçek bir vaka analizi yapmadan veya pratik bir deneyim yaşamadan belgesini yükseltebilmektedir. Bu durum, eğitimden beklenen mesleki gelişimin, bilgi paylaşımının ve gerçek uzmanlık ediniminin tamamen yok sayılması anlamına gelmektedir

İGUDM-MDP

İSG’de Mesleki Gelişim: Zorunluluktan İnisiyatife Geçiş

Bu sorunların çözümü için, sertifika seviyesini yükseltme zorunluluğu yerine, gönüllülük esaslı ve mesleki gelişimi destekleyen bir sisteme geçilmelidir. Uzmanların kişisel gelişimlerini kendi inisiyatifleriyle, sektörün ihtiyaçlarına uygun, nitelikli ve rekabetçi eğitimlerden faydalanarak sağlamaları teşvik edilmelidir. Bu yaklaşım, hem mesleğin itibarını koruyacak hem de uzmanların gerçek anlamda yetkinliklerini artıracaktır.

İş Güvenliği Uzmanı Destek Masası ✺ Ağustos 2025